## Elektrifikasyon **Elektrik enerjisinin hayatımızdaki yerinin her geçen arttığı günlerden geçiyoruz. Bu günleri ve  otomotiv sektörüne olan etkisini inceleyeceğiz.** İki ayrı perspektifimiz olacak: 1. Geniş: Global, çevresel, tarihsel ve ekonomik perspektif. Bu açıdan baktığımızda elektrifikasyon devrine neden/nasıl girdiğimizi anlamaya çalışacağız. Neden şimdi oluyor bu dönüşüm? Ve bir **endüstri olarak otomotivi** ne anlam ve ölçüde ilgilendirdiğine, bunun bugün ve yakın gelecekteki etkilerine bakacağız. 2. Teknik: Hayatımızdaki en önemli objelerden biri olan otomobilin elektrikle çalışan hali ve bunun teknolojik boyutu. ### Elektrifikasyon Nedir? * Global açıdan: Enerji üretimi için fosil yakıtlardan alternatif kaynaklara geçiş sürecine verilen genel isim. * Sektörel açıdan: Otomotiv eko sisteminin ürün, hizmet ve süreçler anlamında [[Elektrikli oto]]mobil ve diğer elektrikli araçları satmak ve servis etmek üzere yeniden yapılanması sürecine verilen genel isim. Bu iki perspektifi anlamak önemli çünkü bunlar birbirleriyle etkileşim içinde olan kapsam ve kavramlar: Özellikle son 10 yılda global perspektif sektöreli ciddi şekilde etkiliyor. ### Kapsam Yani Elektrifikasyon sadece otomotivi değil bir çok alanı da kapsıyor aslında: Bir çok cihaz elektrikliye geçiyor: Doğalgazla ısınırken ısı pompasına geçiyoruz mesela. Ya da çim biçme makinaları, motorlu testereleri ve kimi tarım araçları vs Ama özellikle son 5 yılda daha çok [[Otomotiv]] özelinde konuşulup tartışılan bir konu oldu. Bunun nedeni otomobilin 100 yılı aşkın süredir insanların hayatlarının merkezinde bir 'obje' ve otomotivin sağladığı milyonlarca istihdam, ülkelere mal olmuş markalar sayesinde herkesin yakından tanıyıp takip ettiği bir endüstri olması. Almanya deyince akla VW gelir diyenler var. --- ## Gelişme ### Neden Şimdi? Çünkü Elon Musk adında bir girişimci çıkıp 100 yıldır geçerli bağlam ve kuralların dışına çıkabileceğini iddia etti ve [[Tesla]] ile bunu hayata geçirmeyi başardı. Bundan sadece 5 yıl öncesine kadar hala sektör tarafından pek de ciddiye alınmayan, en iyimser tabiri ile "temkinle yaklaşılan" Musk, bugün hem kurduğu şirketi dünyanın en değerli otomotiv markası haline getirdi hem de köklü bir sektörü pek de hazır olmadığı bir değişime sürükledi. Yani en önemli neden vizyoner bir girişimcinin attığı kararlı adımlar ve aldığı sonuçlar oldu. Yani elektrikli otomobilin teknik olarak mümkün olduğunu, hayatımıza kalıcı olarak girmesi için pratik çözümlerin varolduğunu gördük. "Neden şimdi?" sorusununun ikinci bir yanıtı da yine global ve yakından takip edilen bir dinamik olan [[Global Warming|iklim değişikliği]] ile ilgili: En önemli kaynağı sera gazlarının artması olan iklim değişiklliğinin anlamı şu: Sera gazları "heat-trapping” adı verilen niteliğe sahip olan gazlar. Yani ısıyı içinde tutuyorlar. İklim değişikliğine global ısınma adı da verilmesinin nedeni atmosfer içinde bu gazların artmasının ortalama ısıyı artıyor olması. Sera etkisi yaratan önemli gazlardan[^1] biri olan CO2'nin tamamı değilse de önemli bir kısmı otomotiv ve taşımacılık sektöründen geliyor. Diğer sorumlu sektörler ise enerji, sanayi, tarım ve hayvancılık. ![[Emissions-by-sector-–-pie-charts.png|500]][^2] ### Olağan Şüpheli: Otomotiv Aslında dünyadaki toplam sera gazı emisyonunun %17'ye yakın kısmından sorumlu olan otomotiv sektörünün bu konuda global algı olarak sorumluluğu daha fazla: ==Birçok (örn tarım ve hayvancılık, endüstri, ısınma vb) sektör daha büyük oranlarda sera gazı salarken otomotiv politik olarak çok daha göz önünde, yani kamuoyu nezdinde otomotiv daha "olağan şüpheli".== İstatistiksel açıdan en büyük suçlu olmadığı belgelenmiş olsa da bu durum sektör için artık kabullenilen bir algı haline geldi; 2000'li yılların başlarında sektörün büyük oyuncuları ve sivil toplum örgütleri bu konuda "asıl ve tek suçlu biz değiliz" mesajını vermeye gayret ettiler ama olmadı ve artık öyle bir çaba da yok. ### Şimdi ne oluyor? Özet olarak bir taraftan Tesla ve çoğu Çin kaynaklı markalar liderliğinde büyük bir hızla büyüyen elektrikli otomobil pazarı diğer taraftan çevre anlamında artan baskı var. Bu ortamda otomotivin elektrifikasyonu, yani elektrikli araçların yaygınlaşması dünyanın bütününe yayılan bir dinamik olarak yaşanıyor. Özellikle de 2015 yılından bu yana elektrikli araç satışları her sene iki mislinden fazla artarak sektörde örneğini görmediğimiz bir fenomen haline geldi. ![[Global_EV_Satışları.png]] Bu resim sektörel açıdan bir değişimi anlatıyor. Ama konuya (önceki grafik) sakin kafayla daha küresel açıdan baktığımızda ortada net ama zorlu bir mücadele var: Üretim, tarım ve hayvancılık, üretim ve ulaşım gibi ana sektörler tamamen vazgeçilebilir alanlar olmadığına göre eğer sera gazlarının salınımını azaltmak istiyorsak bu sektörlerin almaları gereken insiyatifler var. ==İşte elektrifikasyonun zorluğu burada: Önlem almanın kısa vadede, almamanın uzun vadede büyük maliyeti var.== ### Nedir bu önlemler? Neden alınamıyor? Konu global bir sorun olduğuna göre bu konuda birşeyler yapmak gerektiği kesin. Ama sorun şu: ==Alınması gereken önlemlerin boyutu, içeriği ve kapsamı öyle büyük ki global bir bütünlükle hareket etmek zor.== Dünya bu konuda uzun zamandır adım atmaya çalışıyor ama zorlanıyor. 1997'deki meşhur Kyoto anlaşması, 2015'deki Paris çevre anlaşması, sonuncusu Pandemi öncesi 2019’da İspanya’da yapılan COP (Conference of Parties) konferansları vb çabalar yıllardır var. Diğer taraftan tam olarak üzerine global uzlaşma sağlanan bir aksiyon dizisi ortada yok - bazı ülkeler katılmıyor, katılsa da üzerine hemfikir kaldıkları önlemleri uygulamıyor. Bu ortamda global ısınmanın sorumlularından biri olarak otomotiv sektörünün yaklaşımı dünyanın yaklaşımından pek farklı değil: Varolan bir sistem var ve bunun değişmeden devamı kısa vadede sektörün kolayına geliyor. Dolayısıyla büyük oyuncular ciddi ölçekte bir aksiyon almıyor - ya da şimdiye kadar almadı. Otomotiv markaları zamanla yasalaşan emisyon regülasyonlarına uymaktan öte bir adım atmadı. 2020 için AB'de araç satışı yapan markaların filolarının ortalama CO2 salımının 98 gr/km, 2021'de ise 95gr/km ortalamaya inmesi gerekiyor. İçten yanmalı motorun verimini artırmanın teknik sınırına çok yaklaştık. Bu sınırların altında kalabilmek için artık başka çare bulamayan markalar araç yelpazelerinin bir kısmını elektrikli veya hibrid otomobillere çeviriyorlar. Yani hızlı bir elektrikli araç lansman furyası görmeye başladık son yıllarda. ### Neden bu kadar gecikti bu değişim? Bu sorunun yanıtı vermek zor. Ama sektörün ortak bir akla sahip olmadığını, dünyada yaşanan genel sistemsel sıkıntıların benzerlerinin burada da yaşandığını tespit edip bunu sık sık hatırlamakta fayda var: ==Hiç bir sektör tüm oyuncularıyla uyumlu bir şekilde karar verip hareket eden bir yapı değil.== Parça parça düşünen, her parçasının ayrı gündem ve öncelikleri olan, kendi içinde ülkeler & markalar arası rekabet yaşanan bir oluşuma bakıyoruz. ABD, Japonya, Çin, Kore ve Avrupa yıllardır bu alanda birbiri ile rekabet ediyor. Markalar birbirleriyle kârlılık ve pazar payı savaşındayken şirketlerin kendi içlerinde ise departmanlar arası mücadeleler var: Satış departmanı pazarda anlık oluşan taleplerin ürün geliştirme tarafından hızlıca karşılanmasını isterken, pazarlama departmanı varolan trendlere uygun iletişim yapmanın kaygısı, ürün geliştirme departmanları da o gün için talep edilen yeni modelleri geliştirme kaygısı içinde. Yani radikal değişikliğe ayıracak zaman ve kaynakları yok. Kurumsal yapıların (hissedar çıkarını korumak zorunda olan yapıları nedeniyle) kendi gerçeklikleri içinde global ısınma önlemleri almalarını beklemek de gerçekçi bir yaklaşım değil. Onların derdi sene sonunda gelir tablosunun pozitif olması. ==Yani makro seviyede net görünen sorunlar için gereken çözümlerin mikro seviyede hayata geçmesinin, değişime konu olacak yapı ve kurumlar açısından büyük maliyeti var.== Bu sadece finansal bir maliyet de değil; tüm yapının değişmesi anlamına gelebilecek bir dönüşümden bahsediyoruz. Bunu anlamak için Elektrifikasyon otomotiv ilişkisine biraz daha detaylı bakmakta fayda var. ### Değişimin ölçeği Elektrik enerjisine dönüş otomotivi diğer sektörlerden daha somut bir şekilde ilgilendiriyor. ==Çünkü yüz yıldır aynı şekilde çalışan, üretimi yapılıp pazarlanan, bireysel hayatın önemli ürünlerinden biri olan otomobilin ‘doğası’ değişiyor.== Sadece içten yanmalı motor gidip yerine elektrik motoru gelmiyor: Ürünün tüm nitelikleri farklı, ticareti ve gelir zinciri farklı, teknolojisi ve kullanımı farklı, ifade ettiği değerler farklı, müşteriye sağladığı fayda ve buna bağlı beklentiler farklı, üretmek ve satmak ile ilgili süreçler farklı. Bu fark insanları da kurumları da ürkütüyor. Hissedarından çalışanına, sektördeki hemen herkes, özellikle de deneyimli kesim tam olarak anlamadığı bu değişimden bir ölçüde çekiniyor. Büyük, köklü ve çok boyutlu bir değişim bu; aslında sektörün uzun yıllardır bildiği ama büyük ölçüde reddettiği, önceleri “olmaz” / “tutmaz” son yıllardaysa “olacak ama henüz erken” deyip ==ertelediği== bir değişim. #### Peki neyi biliyor ve red ediyordu otomotiv sektörü? ==İlki yaygınlaşmayla ilgili bir reddi==: Elektriğin yaklaşık yüzyıl önce otomobile başarılı bir uygulaması olmasına karşılık yaygın olarak kullanılamayacağına dair bir görüş vardı sektörde. 1900’lü yılların başında, otomobilin seri üretime ilk başladığı tarihlerde, yollarda adet olarak benzinli kadar elektrikli araçlar da vardı. Her iki seçeneğin de benzer fiyatlanıp benzer teknik nitelikler taşıdığı ilk otomobil döneminin galibi 1910’lu yıllarda marş motoru denen komponentin icadıyla içten yanmalı motora sahip versiyon oldu. İlginçtir, bu icada kadar elektrikli ile benzinli oto sayısı hemen hemen birbirine eşitti. Ne zaman marş motoru ile benzinli otomobil kullanıcıları kolayca araçlarını çalıştırabilme kabiliyetine kavuştu, o zaman sahip olduğu uzun menzilin de yardımıyla ürünler arası denge benzinli otomobil lehine değişti. Geçen uzun dönemde arada sırada nadir de olsa enteresan denemeler yapan elektrikli araç girişimleri oldu (örneğin: 1990'larda GM'in EV-1'i ya da 2000'li yıllarda Ford'un Norveç kaynaklı marka ‘Think’ ile giriştiği ortak çaba) ama hiçbiri kalıcı olmadı. ==Sektörün ikinci olarak red ettiği konu ise daha köklüydü: Sektörün büyük oyuncuları teknik engellerin aşılabileceğine inanmamayı tercih etti.== Bataryalı otomobiller ağır, pahalı ve kısa menzilleri nedeniyle geniş kitlelerce kullanımı açısından “gerçekçi değil” olarak tarif edildi. Pratik anlamda menzillerin 100-200 km arasında değiştiği uzun dönem boyunca bu yaklaşımın pek de hatalı görüş içerdiği söylenemez. Sonra önemli bir şey oldu: Teknoloji girişimcisi Elon Musk otomotiv işine el attı ve bir otomobil üreticisi olarak yarattığı Tesla markası ile, otomobil tasarımı bağlamında tabir yerindeyse, ==‘temiz bir sayfa açtı’==. Otomobili bizim alışık olduğumuz tarifinden çıkaran Musk, onu asıl fonksiyonu olan taşıt aracı olarak baştan hayal etti, güncel teknolojinin tüm açılımlarından yararlandı ve fosil yakıtların geleceği olmadığını düşünen biri olarak yıllardır gözardı edilen elektrik enerjisi ile otomobile güç vermenin yollarını aradı. Buldu da: Yepyeni bir teknoloji yaratmadan, sadece varolan Li-Ion bataryaları yaratıcı bir şekilde kullanarak yapmayı başardığı elektrikli otomobiller ile 2000’li yılların başında itibaren makul maliyette ve adım adım 200 - 300 - 400 km’ler ve üzeri menzilleri, menzilin yetmediği yerde "hızlı şarj" kavramını ve hızla yaygınlaşan “şarj altyapısı” kavramını konuşur olduk. Tesla'nin gelişimine eşzamanlı olarak otomotiv sektörünü derinden etkileyen bir olay daha vardı: ==VW vakası==. Bu olay ilk bakışta Alman markanın emisyon testlerini yanıltarak rakiplerine karşı bir rekabet avantajı yakalaması olarak yorumlandı ama etkisi daha büyük oldu. Toplumun otomotiv markalarına, motor teknolojisine, alternatif yakıtlara ve otomotivin geleceğine bakışı değişti: Dizel’in uzun vadede söylendiği kadar temiz bir yakıt olmadığı, bu yakıtı kullananan araçların emisyon kanunlarına uyması için katlanılması gereken maliyetin çok büyük olduğu görüldü. Dizel skandalı içten yanmalı motorların itibarını kalıcı şekilde sarstı. --- ## Sonuç ### Global bir dinamiğin sektörel yansıması Otomotiv tarafındaki tüm bu çalkantıya bir de ekolojik bakış açısı ve çevreci hareketin hızla güç kazanmasını ekleyince ortaya global bir dinamik çıktı: 2015 yılından itibaren her yıl en az iki misline çıkarak artan bir elektrikli araç pazarı. 2019 yılında dünya genelinde 2milyon 260bin adet elektrikli (şarj edilebilen) araç satıldı (hibrid olanlar içinde şarj edilemeyenler hariç). Bu sene 4 milyon adedin üzeri bekleniyor. Sonuç olarak 21.yy'a özgü ve aslında yeni yüzyılın adına yakışır bir değişim yaşıyoruz. Bu değişimi diğerlerinden farklı kılan boyut hayatlarımızın çok merkezinde bir ürünü ve sektörü derinden etkiliyor olması. Otomotiv sektörü dikkate almak zorunda olduğu iki temel (sektörel ve global) perspektifin bir arada yaşandığı bir dönüşüm yaşıyor. Bu anlamda elektrik enerjisine geçiş süreci otomotiv sektörünü diğer birçok endüstriye oranla çok yakından ilgilendiriyor. Dünyanın en büyük eko-sistemlerinden biri kökten değişiyor: Markasından müşterisine, tedarikçisinden çalışanına, bayisinden distribütörüne, basınından reklamcısına kadar milyonlarca kurum ve bireyi etkileyen bir değişim bu. Paydaşı olan herkesin olumlu ya da olumsuz bir fikri olan, bir çok boyutu hala tartışılırken bir yandan hızla devam eden ve nereye kadar gideceği tam olarak belli olmayan bir değişim. Diğer taraftan heyecanlı komplo teorisyenlerinin abarttığı kadar da keskin ve hızla olmuyor bu değişim. Şöyle ki: Geçen yıl dünyada 90 milyon civarı araç satıldı. Bunların sadece 2.5 milyon adedi elektrikliydi. Hepsini bir anda elektrikli hale getirmek pratik olarak imkansız. Bu değişimin hızına ne batarya üretim kapasitesi yeter ne şarj istasyonu ne de bunları şarj etmek için gerekecek dünyada üretilen toplam elektrik enerjisi. Yani elektrikli oto geliyor diye diğer otomobil modelleri tamamen yok olmuyor; özellikle binek araçlarda benzinli otomobillerin kısa/orta vadede bir geleceği var. Dizel motorların ise ağır ticari araçlar ve gemi motorlarında uzun yıllar devam edebileceği konuşuluyor. 2010'u milat olarak alırsak geçen 10 senede yıllık 5 milyon adede ulaştığımızı varsayabiliriz. EA'nın 2030'a kadar toplam pazarın yarısından fazlasına ulaşacağını öngörmek zor değil. Bunun anlamı şu: On sene sonra satılan yeni otomobillerin çoğunluğu elektrikli olacak. Diğer taraftan benim neslim, 1970'ler ile 2000 arası doğanlar, geleneksel otomobilin tamamen ortadan kalktığı çağı görmeyebilir: Bugün kullandığımız araçlar yollardan hemen kaybolmayacak. Ama onları kullanmaya devam etmek daha maliyetli ve pratik açıdan zorlayıcı olacak. Yani içten yanmalı motorlara sahip otomobillerimizi yavaş yavaş terk edeceğiz. On yıl sonra artık yenilerini bulamayacağız, 20-30 sene sonra ise muhtemelen koleksiyon değer taşıyor olacaklar. Elektrifikasyon'u daha çok ekonomik ve toplumsal bir kavram olarak ele aldığımız için elektrikli aracın teknik niteliklerine değinmedik. Bu konuda şimdilik sadece basit bir tespit yapalım: Kullanma ve sahip olma deneyimi açısından elektrikli otomobillerin avantajları, hayatımıza getirdiği kısıtlara göre çok fazla: Daha fazla güç ve torku sağlıyor, tükettiği enerjiyi daha verimli harcadığı için daha az enerji tüketiyor, bakım maliyetleri daha düşük ve doğaya daha az emisyon bırakıyor. Buna karşılık menzili kısıtlı ve şarj süresi uzun olduğu için kullanım pratiği konusunda geleneksel otomobile göre oldukça geride. Yani onları kullanırken daha planlı ve programlı olmamız ve teknolojiyi çok daha iyi kullanmamız gerekecek. ### Elektrifikasyon şemsiyesi altında başka teknoloji ya da farklı açılımlar var mi? Elektrifikasyonla direkt ilgili olmayan ama onunla beraber geldiği için adı onunla anılan kavramlar var: - **Otonom sürüş / sürücüsüz araçlar**: Mobilite / kişisel hareketlilik kavramının evrimi & toplu taşıma konusunun geleceği. - Otomotivde veri toplama çağı - **Alternatif sahip olma yöntemleri ve paylaşımlı modeller**: Bir otomobile sahip olmadan onu kullanabilmek için üretilen çözümler: Kiralama, abonelik vs - mikro ölçide örnek: 'Martı' uygulaması. - **V2G:** Elektrikli otomobillerin, kullanılmadıkları anlarda enerji şebekesinin tamamlayıcısı olması senaryosu. --- 202006100900 [^1]: Sera gazları: CO2, N2O, CH4: Karbobdioksit (%82), Metan - Gübre (%10), Azotoksit (%7) Florine Gazlar (%3) [^2]: Kaynak: Our World in Data https://ourworldindata.org/ghg-emissions-by-sector ilişkili: [[Alternatif Yakıtlı Otomobiller]], [[Elektrikli oto]], [[040 Üzerinde Çalıştıklarım]], [[Açık Radyo Program Başvurusu]], [[Electric Car MOC]], [[Global greenhouse gas emissions by Sector]]